Çoğumuz “pembe” olduğu söylenen yalanlarla haşır neşir olmuşuzdur. Ya söylenmiştir bize ya da söylemişizdir birilerine.
.
Kimi zaman kaybetmemek, kimi zaman da karşı tarafı koruma içgüdüsüyle yapmışızdır bunu. Ve/veya “öğrenmese daha iyi”olduğuna kendimizce kanaat getirmiş ve içimizde tutmuşuzdur bazı gerçekleri.
.
Peki pembe yalanlarımızla aslında, Ayşe’nin tutacağı yası hafiflettik sanırken ertelettikçe büyüdüğünü gözden kaçırmış; Ali’nin yüzleştiğinde kendini tamamlayacağı o puzzle parçasını ondan saklamış; hepsini geçtim bir gün ortaya çıkabileceği korkusuyla kendimizi pespembe iplerle boğmuş olamaz mıyız?
.
Bence, gerçeği bilmek bir haktır. Ve bu hakkın elden alınması inisiyatif meselesi değildir. Yalan, sadece saptırılmış gerçeklik değil aynı zamanda bilmesi gerekenin rızası olmadan saklanılan her şeydir.
.
Yani pembe, söylenenlerin güzelliği değil, yalana getirilmiş bir ön isimdir.
Categories