Erol Evgin’in şarkısı eşliğinde yürüyorum. Arkamda, yanlışlıkla buradan geçtiğine bahse gireceğim bir adam ve az ilerimde havlamaya korkan bir köpek var. Işıkları görünen istasyon ise tam karşımda…
Her gün aynı saatte aynı yerden biniyorsanız toplu taşımaya mutlaka tanıdık bir iki yüz oluyor artık hayatınızda. Gerçi ben henüz “aa yine o kız ya da o adam” diyemiyorum çünkü sabitlemedim bindiğim yeri. Bir gün ön kapıda sıraya giriyorum; bir gün arka, başka gün orta. Maksat her açıdan bakabilmek yolculuk arkadaşlarıma. Sonuçta her biri hayal gücüme destek, yazılarıma satır oluyorlar…
Bugün arka kapıdan bindim mesela. Kuyrukta seyahat ettim desem yeridir. Ayaklarım memnundu, oturuyordu ama midem için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Frende halaya durdu, hız alınca metrobüs başladı zumbaya. Bir de maskemi unutmuşum ki sormayın. Duraklar gelsin de kapılardan hava girsin diye sabır çektim.
Ben sabrı çekerken bir teyze de beni çekiyordu gözleriyle. Fark ettiğim anda gülümsedik birbirimize. Ayakta olsa yer istercesine bakıyordu diyeceğim ama tam çaprazımda oturuyordu. Sarı saçlarıma takılmıştır gözü dedim, gözlerimi ondan çektim camdan dışarı ittim. Sonra bi merak ettim. En doğalından, gelecek durağı kestirmeye çalışıyor gibi başımı teyzeden yöne çevirdim. Hala bakıyordu. Sanırım kendi içinde bir yerlerde beni tanıyordu…
Başınıza gelmiştir sizin de. Hani tanımadığınız birisi size ısrarla baktığında üstünüzde bir yırtık, rimelinizde bir akma falan olduğunu düşünürsünüz ve başınızı bilinçli bir şekilde sağa sola çevirip sonra da dönüp işaret parmağınız böğrünüzde “bana mı bakıyorsunuz” işareti yaparsınız. Hah işte öyle yaptım ben de. Pek tabi yüzümde tatlı bir gülümsemeyle…
Hiç beklemediğim bir tepki ile karşılaştım; “evet sana bakıyorum kızım” dedi teyze. Haydeeeeee…..
Hayatım değil ama 3-5 dakika içinde yaşayabileceklerim film şeridi gibi geçti gözümün önünden. “Neden” diye sorsam mı sormasam mı bilememişken ben de hiç beklenmedik bir tepki verdim istemeden; “Hangi ünlüye benzettiniz?”
Ünlü mü!!!! Aman Allahım neler diyordum. Hangi duygu bilinç altımdaki bu saklı mesajı çıkarmıştı gün yüzüne! Sorumdan utandığım anda buldum cevabı; genelde hep bir ünlüye benzetilirdim çünkü. Ebru Gündeş’ten Esra Erol’a, Hadise’den Gökçe Bahadır’a… Teyze de benzetmiş olabilirdi, ne vardı bunda?
İç sesim saniyeler içinde bunu konuşurken teyzenin cevabı gecikmedi: gençliğime benzettim seni…
Gözlerimin dolma sebebini anlatmaya kalksam sayfalar sürer. Ne kadar kıymetliydi söylediği. Minnetle ellerimi birleştirip “ileri yaşlarda size benzeyeceğim desenize, ne harika!” diyebildim sadece…
Hayatımda benzetildiğim EN ÜNLÜ KİŞİ işte bu teyzeydi.
Issız yolların vardığı bu ıslı metrobüs, bakalım Buse için daha ne anılar biriktirecekti…
Islı: ıssız olmayan (Bakınız Buse’nin Lügatı)