“İkimiz birden sevinebiliriz, göğe bakalım…” Turgut Uyar.
Ne kadar umut dolu görünse de bana hep göğe bakmak dışında sevinecekleri bir şeyleri kalmamış iki insanı anımsatır bu satırlar….
Neyse konumuz bu değil elbette. Konumuz -gökyüzü: Şiirlere, romanlara; masallara, kiraz tutmuş dallara konu olmuş mavi düzenek.
Totem yapanların “….nın olması için neler mümkün” diye üzerinde gezinen bulutlara soru sorduğu;
İlahi güce teslim olanların başını kaldırıp huzur bulduğu;
Kışın karın, yazın sıcağın mesken tuttuğu;
Derin nefes alayım derken yukarı kıvrılan boynun paralel durduğu;
Çiftçi Halim efendinin yağmuru, arabasını yıkatmış Buse’nin güneşi umduğu;
Çimlere uzanan gençlerin hayal kurduğu;
Kartalın yüksekten, kelebeğin inceden uçtuğu;
Kimine yastık, kimine rastık canım gökyüzü!
Gel tut dileğimizden de aratma buzağın altındaki öküzü…