Kazanç sağlamak!
Olumlu, iyi bir sonuç elde etmek!
Edinmek, sahip olmak!
Ele geçirmek, fethetmek!
TDK’ye bakılırsa bu kelime epey yer işgal ediyor sözlüklerde….
Dilimizde, arkadaş sohbetlerinde, dost meclislerinde. Hatta aile büyüklerinin nasihat defterlerinde. Patronlarımızın gelecek hedeflerinde. Henüz oyun oynamakla yükümlü “çocuk” ların birincil ihtiyaçları arasında…
Birçoğumuzun, bütün hayatını bu kelimenin altını çizmeye adadığı bir gerçek. Duygularını hiçe sayarak hem de. Tabi gerektiğinde.
Tüm bu düşüncelerle başa çıkmak yerine oturup dertleşmeyi yeğledim bu gece. Neler duydu kulaklarım inanamazsınız…
İlk sorum şuydu ona:
-Nedir seni bu kadar “GÜÇ” lü yapan?
Hiç düşünmeden cevapladı:
-Beslendiğim şeyler: hırs, ego, zaman, emek, inanç, hile, adalet…
-İyi de bunların hepsini koymuşsun aynı kefede? Saçma değil mi sence de?
-Aynı kefede olduklarını kim söyledi! Adilsen mesela onurunu kazanırsın en fazla, ha bir de uzun vadede huzur, o da tercihinse tabi.
Hile varsa hamurunda, ego da seninle, hırs da. Teşkilat burada daha sağlam esasında. Kısa vadede belki ama, olsun. Sürekli bir dost sirkülasyonu olur etrafında.
-“İnsan kazanmak” değil o vakit mesele?
-Güldürme beni. Hangi insandan bahsediyorsun?
Adem’den, Havva’dan?
Mirastan fazla pay alamadığı için kardeşini vurandan?
Kendisini terk eden karısını doğrayandan?
Yoksa… Tabi ya, mağduru oynamak için en başta kral olandan?
Sağ eliyle aldığını arka cebine atandan?
“Kazanmak” uğruna her yolu mübah sayandan?…
Benim başka soru sormama fırsat vermeden devam etti…
-Şöyle gözünü aç ve etrafına iyice bak.
Gözünün görebildiği her açıya.
Göremediklerini de kokla. Tat gerekirse.
Ve bir daha düşün “kazanmak” işin neresinde….
Dayatılan öğretilerde, verilen nasihatlerde, baba öğüdünde, anne ninnisinde. Arkadaş notunda, halanın gençlik anılarında. Banka dekontunda. Evlilik cüzdanında. Elde tutulan madalyada. Vitrindeki en parlak ayakkabıda.
Kazanmak işin “tamamen duygusal” kısmında.
Senin hayallerin, sevinçlerin, emeklerin, adil olma gayretin, aldığın terfiin ve hatta güzel giden evliliğin. Bunların hiçbiri “kazanmak” değil aslında. Bunlar senin “kimliğin”. Tercih ettiklerin.
O yüzden şimdi rahatla.
Tadını çıkar, kazanmak yoksa kaybetmek de yoktur esasında.